GRAND BURSA

BLOG

BURSA`NIN KAPILARI

Yenişehir Kapı (İznik)

Antik Nikaia kentinin güney giriş kapısı olan Yenişehir Kapı, Nikaia’yı Bithynia Eyaleti’nin diğer kentleri olan Prusa ad Olympum/Prusa ( Bursa) ile Apameia ( Mudanya) kentlerine ve Asia Eyaleti’nin diğer şehirlerine bağlayan yol üzerindedir. Yenişehir kapı, kentin kuzey ve doğu kapıları olan İstanbul ve Lefke kapıları ile benzerlik göstermektedir. 

Nikaia kenti, Roma İmparatorluğu himayesine girmesi ile birlikte yoğun bir yapılaşma sürecine girmiştir. Bu imar faaliyetleri arasında yer alan Yenişehir Kapı’nın ilk evresi, Flaviuslar dönemine (MS 69-96) tarihlendirilmektedir. Bu dönemde kent girişleri, kentin zenginliğini ve saygınlığını göstermek ve simgesel olarak belirtmek amacıyla estetik mimari öğelerle süslenmiştir. Kentin güney girişine propaganda amaçlı onur takları inşa edilmiştir. Kentin kuzey ve doğu girişlerinde de bulunan bu mimari öğe, güney girişinde biraz farklılık göstermektedir; mermer blok parçalarla oluşturulan onur takı, kemerli merkezi tek bir geçişe sahiptir. Söz konusu yapı, 200 yıla yakın süren pax Romana (= Roma Barışı) dönemi boyunca Onur Takı olarak kente giriş yapanları simgesel bir yapı olarak karşılamıştır. Bu dönemin, Gotlar tarafından gerçekleştirilen istila sonucu sona ermesiyle birlikte işlevi değiştirilmiştir. MS 253-270 yılları (İmparatorlar Gallienus ve Gothicus dönemleri) arasında inşa edilen sur duvarı ile birleştirilen Onur Takı, savunma amaçlı bir yapıya dönüştürülmüştür. Tahkimatı güçlendirmek amacıyla Onur Takı’nın doğu tarafına bir kule inşa edilmiştir. Ayrıca kapının kent merkezine bakan tarafında, bugün sadece temel kalıntıları görülen bir giriş daha inşa edilerek kapalı bir avlu oluşturulmuştur. Laskarisler dönemine kadarki süreçte sur duvarları ve kapılar çeşitli onarımlar görmüştür. MS 13. yüzyılda savunma yapılarını güçlendirmek amacıyla hâlihazırdaki sur hattının önüne ikinci bir sur duvarı inşa edilmiştir. Erken dönem kapı aksı ile hemen hemen aynı hat üzerinde kemerli merkezi geçişe sahip üçüncü bir kapı daha oluşturulmuştur. İnşa edilen sur duvarı ve kapıda tuğla ve moloz taş örgü kullanılmıştır. Savunmayı güçlü kılabilmek amacıyla kapının her iki yanına birer burç inşa edilmiştir.

İstanbul Kapı / İznik

 İstanbul yolu üzerinde olmasından dolayı İstanbul Kapı olarak isimlendirilmiştir. Kentin kuzey girişini oluşturan bu mimari kompleksin farklı dönemlere ait evreleri bulunmaktadır. Yapı orijinalinde savunma mimarisine ait bir yapıdan ziyade kentin onur ve saygınlığını göstermek amacıyla inşa edilen bir “Onur Takı” şeklindedir. İstanbul Kapı’nın mimarisi, kentin doğu girişi olan Lefke Kapı ile benzerlik gösterir. 

  MS 1. yüzyılın ikinci yarısında Roma İmparatorluğu’nda hüküm sürmüş olan Vespasianus ve Titus dönemlerinde Bithynia Eyaleti’nin valilik görevini yürütmüş olan M. Plancius Varus tarafından, Nikaia’lı Gaius Cassius Khrestos’un mali desteğiyle inşa edilmiştir. Yapının MS 120 yılında meydana gelen depremden sonra İmparator Hadrianus’un mali destekleriyle onarılarak tekrardan ayağa kaldırılmıştır.  MS 3. yüzyıla kadar dışarıdan bir tehdit ile karşılaşmadığı için kentin savunma mimarisine yönelmediği anlaşılmaktadır. Bu dönemde Got istilasına maruz kalan kent, savunma ihtiyacı için sur duvarı inşa etmiştir.  Böylelikle MS 3. yüzyılda şehrin kuzey girişinde aynı aks üzerinde biri sur duvarıyla birleşik (Onur Takı’nın olduğu kapı) biri de kent tarafında olmak üzere iki kapılı bir giriş oluşturulmuştur.

 İznik (Nikaia), MS 3. Yüzyılda inşa edilen sur duvarlarının ön kısmına, 13. yüzyılda, ikinci sur duvarını ekleyerek savunma mimarisini güçlendirmiştir. 

İznik Lefke Kapı

Roma dönemine ait kemerli kapı yapısı hem ölçüleriyle hem de inşa özellikleriyle İstanbul Kapı ile özdeştir. Arşitrav ve frizin hem şehir içi hem de şehir dışına bakan yüzlerinde hem Plancius’un, hem de Hadrianus’un inşa kitabeleri yer almaktadır.

İki yuvarlak kule ile tahkim edilen avlulu sistemle düzenlenen bu yapı ve İstanbul Kapı arasında benzer özellikler görünmektedir. 

Kapıya bitişik inşa edilen Türk çeşmesi, Roma ve Bizans dönemlerinden beri kullanılan 800m kadar doğudaki bir kaynaktan su kemerleriyle getirilen suyu aktarmaktaydı.  

Yer Kapı

Bursa Hisarı’nın güneydoğu bölümündeki kapısıdır. Osmanlı dönemindeki tarihi belgelerde ismi “Bâb-ı Zemin” olarak geçmektedir. Tahtakale Kapısı’ndan iki sur arası koridora girildikten sonra yaklaşık 100 metre ileride bulunan ve iki sur arası koridordan kente giren ilk şehir iç sur kapısıdır. Fetih Kapısı’ndan da 440 metre ileride bulunan Yerkapı’dan itibaren Zindan Kapı’ya kadar olan surlar, savunmayı güçlendirmek için çift sur olarak inşa edilmiştir. Bir dış kule ve bir iç kulenin yer aldığı iç sur duvarlarında oldukça fazla devşirme malzeme kullanıldığı görülmektedir.

Kapı, 2007 yılında Osmangazi Belediyesi tarafından aslına uygun olarak yeniden yapılmıştır.

Tahtakale Kapısı

Saltanat Kapı ile Yer Kapı arasındadır. “Kale altı” anlamına gelen Taht-el kal’a kelimesi halk arasında Tahtakale’ye dönüşmüştür. Bu kapı ile doğrudan kente değil, iki sur arası bir koridora girilmektedir.

Zaman içerisinde yolların açılması sebebiyle yok olan Tahtakale Kapısı’nın, yerinde yapılan arkeolojik kazıyla temelleri çıkarılmıştır. Yapılan araştırmalar doğrultusunda kapı, 2012 yılında, Bursa Büyükşehir Belediyesi tarafından aslına uygun olarak yeniden yaptırılmıştır.

Saltanat Kapı

Bursa surlarının ana kapılarından en önemlisi ve en görkemlisidir. Doğu yönünden kente doğrudan girilen kapı, Hisar’ın doğuya, aynı zamanda ipek ve baharat yoluna açılan ana kapısı konumundaydı. Tekfurların, devlet yöneticilerinin kente giriş ve çıkışta kullandıkları, ayrıca gösterişli tören ve resmi geçitlerde kullanılan ana kapıydı.

Osmanlı döneminde, “Kale Kapısı” ve “Hisar Kapısı” olarak da bilinmekteydi. Bey Sarayı’na çıkan yolun başında bulunduğu için “Saltanat Kapı”, Balıkpazarı’nın ve Darphane’nin yakınında olduğu için de “Balıkpazarı Kapısı” ve “Darphane Kapısı” olarak da adlandırılmıştır.

Saltanat Kapı, Osmangazi Belediyesi tarafından 2005 yılında başlatılan rekonstrüksiyon ve restorasyon çalışmasıyla yeniden ayağa kaldırılmıştır. Kapının 1418 yılında Çelebi Mehmed döneminde onarıldığını gösteren özgün kitâbesi de Bursa Türk-İslam Eserleri Müzesi’nden alınarak kapıdaki yerine yerleştirilmiştir.

Kaplıca Kapı

Bursa surlarının ana kapılarından kente doğrudan girilen ikinci kapıdır. Kapı, Bursa Kalesi’nin batıya açılan tek kapısı olma özelliğini taşımaktadır. Kükürtlü ve Çekirge’deki kaplıcalara giden yol üzerinde olduğu için “Kaplıca Kapısı” ismini almıştır.

Kaplıca Kapı, Bursa surlarında görülen savunma stratejisi yönünden sur duvarlarıyla korunan, bindirme tipe sahiptir. Ayrıca kapı L planlı şemayla korunan bir giriş kapısıdır.

Kapının sadece açıklığı günümüze ulaşabilmiştir.

Fetih Kapı

Bursa Hisarı’nın Pınarbaşı alanına açılan güney kapısıdır. Osmanlı ordusu Bursa’nın fethi sırasında bu kapıdan şehre girdiği için bu isimle anılmaktadır.

Fetih Kapı, şehre gelen Pınarbaşı suyunu da kontrol edecek ve koruyacak şekilde inşa edilmiştir. Ayrıca suyun Hisar içine eşit olarak dağıtımını sağlamak amacıyla kapının bulunduğu hatta iki katlı bir su terazisi inşa edilmiştir.  Bu sebeple kapı,  “Pınarbaşı Kapısı” ya da “Su Kapısı” adları ile de anılmaktadır.

Uludağ tarafına açılmasına ve fazla işlek olmamasına rağmen, düz bir alanda bulunduğu ve korunması en zor yerde olduğu için bu kısım, iç ve dış sur olmak üzere iki sıra sur ile güçlendirilmiştir.

Osmangazi Belediyesi tarafından 2008 yılında aslına uygun bir şekilde onarılmıştır.

Kaynak: Go To Bursa 

 

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *

You may use these HTML tags and attributes: <a href="" title=""> <abbr title=""> <acronym title=""> <b> <blockquote cite=""> <cite> <code> <del datetime=""> <em> <i> <q cite=""> <s> <strike> <strong>